Etiketler: kürtaj
Kıskaçta Bir Kadınlık Hikâyesi: Kürtaj

Hazal Atay
Kürtaj meselesi hep tatsız ve can sıkıcı bir şekilde gündeme geliyor. Biz kadınlar bu meseleyi konuşmaktan kaçındıkça, bu konudaki gündemimizi, taleplerimizi kendimiz belirlemedikçe, sözümüzü kuramadıkça, erkek iktidar bize başka kürtaj hikâyeleri yazıyor. Bu hikâyelerse çoğunlukla onların dünyasına ve çıkarlarına uyarlanmış şekilde, korkunç, trajik, günah, yanlış oluveriyor. Gelin bu yazı, tatsız ithamlardan, dinî polemiklerden ve can sıkıcı kısıtlamalardan uzak, basit bir kadınlık hikâyesi olarak kürtajı ele alan bir yazı olsun. İçinde biraz feminist mücadele, bolca kadınlık ve mümkün olan en az şekilde erkekler ve devletler olsun.
Türkiye’de kürtaj 10. haftaya kadar yasal! Bu basit cümleyi her seferinde böyle yazmak gerekiyor; zira yapılan araştırmalar Türkiye’de birçok kadının kürtajın yasak olduğunu sandığını gösteriyor. Bu algı oluşumunda hükümet yetkililerinin söylemlerinin büyük payı olduğu şüphesiz. Ancak bizim de bu durumun farkında olarak hareket etmemiz oldukça önemli; zira bir hakkın talep edilmesinin en önemli ve vazgeçilmez koşulu, o “hak” kavramı çevresinde oluşturduğumuz bilinç ve algı. Şüphesiz ki hakkımız olduğunu bilmediğimiz bir şeyi, talep etmiyoruz. Böylece bizi bu hakka erişmekten mahrum kılmak isteyen erk sahipleri, yasaları değiştirmeye bile gerek duymadan bizi bu haktan mahrum edebiliyorlar. O yüzden, Türkiye’de kürtaj meselesini ele alacaksak, ilk olarak böyle başlamak gerekiyor yazıya. Türkiye’de kürtaj 10. haftaya kadar yasal!