Etiketler: sayı 9

Edebiyattan Hayata: Yazarak Dönüşmek

Sezer Ateş Ayvaz

PEN Kadın Yazarlar Komitesi olarak; Müge İplikçi, Nazan Haydari, Nalan Barbarosoğlu, Karin Karakaşlı, Özlem N. Yılmaz ve Sezer Ateş Ayvaz, 2007 Eylül’ünde buluştuğumuzda bir dizi etkinlik planlamıştık. Edebiyattan hayata- kadın yazarlarımıza bakmaya, dillerini, yapıtlarını görünür kılmaya ihtiyaç duyuyorduk. Bu yolculuk, toplumsal tarihimizi, kadın yazarların ilham verdikleriyle yeniden kurmaya, belleğimizi diri tutmaya doğruydu. Bir çok cephede mücadeleyi gerektiren bir hayatın içindeydi kadın yazarlar ve her dönemde, hayatlarını zorlaştırıp, yokuşlara süren yazma edimini var etmeye çabalamışlardı. Eril içerik, kadın yazarları, edebiyat kanonu içinde ya görünmez, ya da güçsüz kılmak istemişti. Hem hayatlarına, hem de yapıtlarına dikkat çekmeliydik.

Share Button

Ortak Gündem Politikasının Başarıları ve Sorunları

Serpil Sancar

Bir süredir Türkiye’de feminizmin başarıları ve başaramadıkları üzerine çeşitli açılardan muhasebe yapma gereği olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunun geleceğe dair yeni öngörüler ve yeni politik yol haritaları yaratacağına dair bir beklentim var. Bu amaçla kadın hareketininin ortak gündem oluşturma stratejisi ve bunun neleri başarıp neleri başaramadığı üzerine yazarak bir adım atmak istedim.

Türkiye’de feminist eleştiriden esinlenen kadın örgütlerinin gelişmeye başladığı 1980’li yılların sonundan başlayan ve 90’lı yıllarda da devam eden sürecin, kadın örgütleri açısından daha çok kendine ait sözü oluşturma ve politik hedeflerini tanımlama ile geçtiğini söylemek mümkündür. Bu dönem aynı zamanda 12 Eylül rejiminin siyasal baskı ve yasaklarından yavaş yavaş çıkılarak yeniden siyasal örgütlerin gelişmeye başladığı da bir dönemdir.
12 Eylül yasaklarının gevşemesi ile siyasal toplumun yeniden şekillenmesi, döneme damgasını vuran önemli ideolojik ayrımlara paralel oluşan örgütlenmelerle gerçekleşti. İslamcı siyasal hareket başta olmak üzere Kürt kimliğinin tanınmasını talep eden siyasal hareket ve bunlara tepki olarak şekillenen ulusalcı ve laikci hareketler bu şekillenmenin ana aktörleri oldular. Erkek egemenliğini eleştirerek toplumsal yaşamı kadınlar lehine dönüştürmeyi hedef alan ve bu nedenle ‘bağımsız’ örgütlenmiş bir kadın hakları savunusu hareketi yaratmaya çalışan feminist örgütler dışındaki kadın örgütleri ise bu ideolojik fay hatlarına göre şekillenen siyasal örgütlere yakın ya da yandaş örgütler içinde bir araya geldiler. Bu örgütlerdeki kadınlar İslamcı, Kürt, Kemalist, Cumhuriyetçi gibi ‘kimlik aidiyetleri’ ile adlandırıldılar. Her biri kendi kimliğinin öngürdüğü siyaseti öne çıkartan bir yol izlemekle birlikte feministlerin yürüttüğü erkek egemenliğine karşı politikadan da etkilenen bir politik duyarlılığın gelişmesine destek oldular.

Share Button