Etiketler: sayı 16
Genç feministler ne diyor?
Begüm Acar, Emek Ayşe Yıldız, Feride Eralp, Tuba Keleş
Bazen kendimi şöyle hissediyorum: Gözlerin bağlı, karanlık bir yerdesin ve el yordamıyla bir şeyler bulmaya çalışıyorsun. Ama eminim onlar da geçtiler benzer süreçlerden. Bu paylaşıma belki de bu nedenle bu kadar değer veriyoruz.
“Sorgulamalarımız hep devam edecek de…”
Begüm: ‘Genç feministler’ kavramını düşünürken bu ikili bir şey gibi geliyor. Çünkü aslında deneyimimizin az olması yaşımızla bir yandan alakalı; ama bir yandan da şöyle bir şey var: Bizim yaşlarımızda değil de daha sonraki yaşlarda feminist harekete dâhil olan ve kendine feminist diyen insanlar da var. O zaman tamamen yaşla alakalı bir şey değil bu.
Feride: Ben hayatımda hiç o kadar düşünmedim, ‘Genç feministim ben’ diye, çünkü doğduğumdan beri öyle böyle feminist hareketin içindeyim, içine doğduğum ev sebebiyle. Bu kadar ‘merkezde’ bir yerde yaşamışken, dertlerim de çok başka. Bu noktada aramızda çok ciddi farklar var; dolayısıyla da çok farklı şeyler söyleyebiliyoruz.
Üreme Sağlığı için Çetin Mücadele
Hazal Halavut
Amargi Sınır Ötesi Buluşmaları’nın ikincisi Ağustos ayında, Ayşe Dayı ile “ABD Deneyimi Üzerinden Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetlerinde Güç Kazanımları” ve “ABD’de feminist Hareketin Dünü ve Bugünü” başlıkları altında gerçekleştirildi. ABD’de Towson Üniversitesi Kadın Çalışmaları Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak çalışan Ayşe Dayı, 2007’de üniversite dışında kurduğu Ulusötesi Kadın Konuları Merkezi’ni (Center for Transnational Women’s Issues, www.c4twi.org) yönetiyor. Araştırma konuları arasında Amerikan Kadın Sağlığı Hareketi’nin tarihi ve mirası, kadın sağlığı ve üreme sağlığı hizmetlerinin tıbbileşmesi, ulusötesi feminizm, poststructural –yapısal sonrası- ve postmodern feminist teori ve metotlar ile kadın sağlığını sanat yoluyla araştırma/aktivist projeler yaratma yer alıyor.
Doğum
Zeynep Direk
Sıcak su belime akıyor; duşun altında öne doğru eğilerek, dikkatle küvetin kenarlarına tutunduğumda, dört ayaklı bir hayvan gibi, ağırlık merkezini omurgamdan kaydırmış olmanın hafifliğiyle nefes alıp vermeye başlıyorum; su yüzümde çapraz birleşip burnumun oluğundan yere dökülüyor. Şimdi bildiğim şeyin statüsünden hiç emin değilim; söylemeye çalıştığım şey kabul edilir standartlarda bir bilgi değil. Yaşadığım deneyim, benim tarafımdan ilk kez yaşanıyor ama kaynağı, bedenimin zamanda ve mekânda başlangıcı olan başka bir dişi vücutta bulunan bir tekrardan ibaret. Bana hiç anlatmadığı halde— benden önceki başlangıcımı bana nasıl anlatabilirdi ki?— iletmiş olduğu milyonlarca yıllık bir hafızaya dayanarak biliyorum ve korkmuyorum, tüm sıkıntıya rağmen… Senin vücudun da benimkine olan borcunun izini taşımayacak hiçbir zaman, benimkinin onunkine olan borcunun izini taşımadığı gibi.
Eksik Anne
Feyza Akınerdem
Sağlık ocakları ve doktorlar, aslında gayet olumlu bulduğum anne sütünü teşvik etme konusunda öyle ileri gidiyorlar ki, sanki sütünüzün yetmeme ihtimali yok, sanki her kadın aynı, sanki yetersiz süt sizin yanlış beslenmenizden ve yanlış emzirmenizden kaynaklanıyor.
Altı yıl boyunca evli olup anne olmamak, her zaman mazeret belirtilmesi gereken bir eksiklikti. Bu konuda karşılaştığım sorular ve sorgular benim gibi birçok kadın için kadınlığın başa çıkılması zor hallerinden biri olmuştur. Öte yandan kadınlığın hep eksik olmak demek olduğunu hayatın birçok cephesinde yaşamışken, anneliğin de bunun bir başka cephesi olacağını hesaba katmadan içten içe bir gün doğurursam tamamlanırım sanmışım. Hâlbuki annelik meğerse başka türlü bir eksiklik demekmiş.