Vajinal Orgazm Miti
Anne Koedt
Çeviren: Gülen Toker
Ne zaman kadın orgazmı ve frijitlik tartışılsa, vajinal ve klitoral orgazm arasında yanlış bir ayrım yapılır. Frijitlik, erkekler tarafından, bir kadının vajinal orgazmda başarısızlığı olarak tanımlanır. Aslında vajina yüksek duyarlılığa sahip bir bölge değildir ve orgazm için yaratılmamıştır. Cinsel duyarlılığın merkezi ve penisin dişi eşdeğeri klitoristir. Bence bu pek çok şeyi açıklıyor; ilk olarak, “frijitlik” halinin kadınlar arasında fenomenal bir şekilde yaygın olduğu gerçeğini. Kadın frijitliğini aydınlatmak için kadın anatomisi ile ilgili yanlış varsayımları irdelemek yerine, uzmanlar frijitliğin kadının ruhsal bir sorunu olduğunu ilan etmişlerdir. Buna itiraz eden kadınlar uzman psikiyatrlardı, dolayısıyla “kadının rolüne uyum sağlayamama” olarak tanımlanmış olan “problemi” tespit etmeleri mümkün oldu.
Kadın anatomisi ve cinsel tepkiler, bize sunulandan farklı bir hikâye anlatır. Cinsel uyarılma için pek çok bölge olmasına rağmen, cinsel doruk noktasına (climax) ulaşmak için için tek bir bölge vardır; o da klitoristir. Bütün orgazmlar, bu bölgenin duyarlılığından doğan uzantılardır. Klitoris, alışıldık cinsel pozisyonlarda yeterince uyarılmayabileceği için, “frijit” olarak kalabiliriz.
Pek çok kişi için orgazmın yaygın sebebi olan fizyolojik uyarılmanın yanı sıra, basitçe zihinsel süreçler sonucunda uyarılma da mümkündür. Örneğin bazı kadınlar, cinsel fanteziler ya da fetişler sonucunda orgazm yaşayabilirler. Fakat uyarılma psikolojikken, orgazm fiziksel olarak kendini belli eder. Sonuç olarak sebep psikolojikken sonuç hala fizikseldir ve orgazm mutlaka cinsel doruk noktasına ulaşmak (sexual climax) için uygun olan cinsel organda, yani klitoriste gerçekleşir. Orgazm deneyiminde yoğunlukta da farklılıklar yaşanabilir; bazıları belirli bir bölge ile sınırlanmıştır, bazıları daha yayılmış ve hassas. Fakat hepsi klitoral orgazmlardır.
Bütün bu veriler, standart cinsellik ve rolümüzle ilgili ilginç sorular doğurur. Erkekler mutlaka, dışsal olan ve penetrasyondaki gibi sürtünme imkânı tanımayan klitoris ile sürtünmeden değil, vajina ile sürtünmeden orgazm olurlar. Dolayısıyla kadınlar da erkeği hoşnut eden şeyler üzerinden tanımlanmışlardır ve kendi biyolojimiz yeterince analiz edilmemiştir. Onun yerine özgür kadın ve onun vajinal orgazmı miti ile beslendik – aslında varolmayan bir orgazm.
Yapmamız gereken cinselliğimizi yeniden tanımlamaktır. ‘Normal’ cinsellik anlayışını saf dışı bırakmalı ve karşılıklı cinsel zevke olanak sağlayacak yeni yollar belirlemeliyiz.
Özgürlükçü evlilik kılavuzlarında karşılıklı haz alkışlanırken mantıksal sonuçları takip edilmez. Şuanda ‘standart’ olarak tanımlanmış cinsel pozisyonlar orgazma birlikte ulaştırmıyorsa, artık bunların ‘standart’ olarak tanımlanmamasını talep etmeliyiz. Şu andaki cinsel sömürülme durumumuzu dönüştürecek yeni teknikler kullanmalı ve tasarlamalıyız.
Freud-Vajinal Orgazmın Babası
Freud, klitoral orgazmı gereksiz olarak tanımladı; ona göre ergenlikten sonra kadınlar erkeklerle birleşmeye başladıktan sonra orgazmın merkezini vajinaya dönüştürmeliydiler. Vajina –varsayıma göre- klitorisinkine paralel ama daha olgun bir orgazma yol açabiliyordu. Bu teori üzerine geniş çalışmalar yapıldı, ama temel varsayımları sorgulamak için pek az çalışma yapıldı.
Bu inanılmaz icadı değerlendirmek için öncelikle Freud’un kadınlarla ilgili genel tavrı hatırlanmalı. Thinking About Women (Kadınlar Üzerine Düşünmek)’ da Mary Elman bununla ilgili şöyle bir özet sunar:
“Freud’un kadınlara kendini beğenmiş ve korku dolu yaklaşımında her şey ‘penis eksikliği’ üzerine kuruludur, fakat Freud bunu sadece The Psychology of Women (Kadınların Psikolojisi) adlı makalesinde açık bir şekilde dile getirir. Bundan sonra, cinsel fonksiyonla çatışacak akılcı bir yaşantının terk edilmesini kadınlara salık verecektir. Psikanaliz uygulanan hasta erkek ise, analiz bu erkeğin kapasitesini ilerletmeyi kendine görev edinir; fakat hasta bir kadın ise görev onları cinselliklerinin sınırına hapsetmektir. Bay Rief’ in ortaya koyduğu gibi: Freud için, analiz, kadını başarı ve gelişim için yeni enerji toplamaya teşvik etmeyi başaramaz; sadece onlara rasyonel olanı terk etmeyi öğretir.”
Kadın cinselliği ile ilgili teorisinin temellerini atan, Freud’un kadının ikincilliği ve erkeğe göre yetersizliği ile ilgili hissettikleriydi. Cinselliğimizin doğası ile ilgili kuralı masaya yatırdıktan sonra Freud tuhaf bir şekilde kadınların frijitliği problemini keşfetti. Frijit kadın için önerdiği tedavi psikiyatrik ilgiydi. Kadın zihinsel olarak ‘doğal’ kadınlık rolüne uyum sağlamakta başarısız oluyordu. Bu düşüncelerin çağdaş bir takipçisi Frank S. Caprio bunu şu şekilde ifade eder:
“ (…) Ne zaman kadın cinsel ilişki sırasında orgazma ulaşmada başarısız olursa –kocasının yeterli bir eş olduğu varsayılarak- ve klitoral uyarılmayı diğer cinsel aktivitelere tercih ederse, frijit olarak kabul edilebilir ve psikiyatrik desteğe muhtaçtır. (The Sexually Adequate Female, s.64)”
Durumun açıklanması kadının erkeği kıskandığıydı- Kadınlığı reddetme (renunciation of womanhood). Dolayısyla erkek karşıtı bir olgu olarak teşhis edildi.
Freud’un teorisini kadın anatomisiyle ilgili bir çalışma üzerine temellendirmediğini vurgulamak önemlidir; bundan ziyade teori kadının erkeğin daha aşağı bir uzantısı olduğu sosyal ve bunu takip eden psikolojik kadınlık rolü varsayımı üzerine temellenmiştir. Freudçular, birbirini takip eden kitlesel frijitlik problemlerini ele alma girişimlerinde pek ayrıntılı zihinsel egzersizlere giriştiler. Marie Bonaparte, Female Sexuality (Dişi Cinselliği) ‘de o kadar ileriye gider ki işi, kadınların yola gelmesi için ameliyat edilmelerini önermeye vardırır. Frijit olmayan kadınlar ve klitorisin vajinaya yakınlığı ile ilgili ilginç bir bağlantı tespit etmesi üzerine şöyle yazar:
“ Anladım ki uçurumun aşırı olduğu ve klitoral bağımlılığıninatçı olduğu bazı kadınlarda, normal erotik fonksiyona imkan sağlayacak klitoral-vajinal bir uzlaşmaya bir ameliyat aracılığı ile varılabilir. Viyana’dan Profesör Halban –kendisi hem biyolog hem de cerrahtır- bu problemle ilgilenmeye ve basit bir ameliyat tekniği üzerine çalışmaya başladı. Bu teknikte, klitorisin bağ dokusu kesiliyor ve klitoris altında yatan yapıya bağlanıyor, böylece klitoris daha aşağı bir pozisyonda sabitleniyor ve sonuç olarak iç dudaklar daraltılmış oluyordu. (s.148) ”
Fakat en çok zarar, Freudcuların kadın anatomisini kendi temel varsayımlarına uydurmak için absürdçe koşturduğu ameliyathanelerde verilmedi. En büyük zarar kadınların akıl sağlığına verildi: Ya kendilerini suçlayarak sessizce eziyet çektiler, ya da onları vajinal kaderlerinden mahrum eden gizli ve korkunç ketlenmelerini (repression) hevesle arayan psikiyatrların tuzağına düştüler.
Delil Yetersizliği
İlk bakışta belki de bunların bilinmeyen ve araştırılmayan alanlar olduğu iddia edilebilir, fakat daha yakın bir incelemede bunun -geçmişte bile doğru olmadığı ama- bugün kesinlikle doğru olmadığı görülür. Mesela, erkekler kadınların birleşme sırasında sıkça frijitlikten muzdarip olduklarını hep bilmişlerdir. Öyleyse problem oradaydı. Bundan daha spesifik deliller de mevcuttu. Erkekler, klitorisin mastürbasyon için geçmişten bu yana her zaman gerekli organ olduğunu biliyorlardı –gerek çocuklarda gerek yetişkin kadınlarda. Dolayısıyla, kadınlar belirgin bir şekilde cinselliklerinin nerede yoğunlaştığını düşündüklerini belli etmişlerdir. Erkekler, ayrıca, önsevişme sırasında kadınların uyarılmasını istedikleri ve penetrasyon için gerekli ortamı (lubrication ) sağlamak istediklerinde, klitorisin gücünden de şüpheli bir şekilde haberdardılar. Önsevişme, erkeklere hizmet eden bir konsepttir, fakat pek çok kadının aleyhinde çalışır, çünkü kadın uyarılır uyarılmaz erkek vajinal uyarılmaya geçer ve kadını hem uyarılmış hem de tatmin edilmemiş bir şekilde bırakıverir. Ayrıca bilinegelmiştir ki kadınların vajina içerisinde yapılacak bir ameliyat sırasında anesteziye ihtiyaçları yoktur, bu da vajinanın pek duyarlı bir bölge olmadığı gerçeğinin altını çizer.
Bugün, anatomi konusundaki yoğun bilgilerle; Kelly, Kinsey ve Masters&Johnson’un çalışmalarıyla –ki bunlar kaynaklardan sadece birkaçı-bu konu ile ilgili bir bilinmeyen ignorance mevcut değil. Fakat, mevcut bilgilerin popüler hale getirilmemesi için sosyal sebepler var. Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz ve kadınların rolünde değişiklik istenmiyor.
Anatomik Deliller
Kadınların ne hissetmesi gerektiğiyle başlamak yerine, klitoris ve vajina ile ilgili gerçeklerle başlamak daha akılcı geliyor.
Klitoris, penisin daha küçük bir eşdeğeri, sidik borusunun (kanalının) bir erkeğin penisindeki gibi ortasından geçmemesi farkıyla. Ereksiyonu, erkek ereksiyonuna benzerdir ve klitorisin başı penisin başıyla aynı yapı ve fonksiyona sahiptir. Sexual Feeling in Married Men and Women’ da C. Lambard Kelly şöyle der:
“Klitorisim başı da erektil dokudan yapılmıştır, ve çok duyarlı bir epitelyum ya da yüzey kaplamasına sahiptir (posses a very… epithelium); bu yüzey genital corpuscles denilen ve uygun zihinsel durumda cinsel orgazmla sonuçlanan sinirsel uyarılmaları almak için özelleşmiş sinir uçlarına sahiptir. Kadın üreme sisteminde (generative tract) buna benzer hücrelerin (corpuscles) olduğu başka bir bölge yok (Pocketbooks,p.35)”
Klitorisin cinsel haz dışında fonksiyonu yoktur.
Vajina- Fonksiyonları üreme faaliyetlerine ilişkindir: Temel olarak 1) menstruasyon, 2) penisi içine alma, 3)spermi tutma, 4)doğum. Vajinal orgazmın savunucuları olarak orgazmın merkezi ve üreticisi ilan edilen vajina:
“Bütün içsel beden yapıları gibi dokunmaya duyarlı hücrelere sahip değildir. Vajinanın içerisinde (lining) bulunan endotermal öz onu rektuma ve sindirim sisteminin diğer yapılarına benzer kılar. (Kinsey, Sexual Behaviour in the Human Female, p.580)”
Vajinanın duyarsız oluşu o denli barizdir ki: “Jinekolojik testlerimiz sırasında muayene edilen kadınların sadece %14’ünden azı dokunulduklarını fark ettiler. (Kinsey, p.580)”. Vajinanın, değil orgazm merkezi olarak, erotik merkez olarak önemi bile ufak.
Diğer Bölgeler- İç dudaklar (Labia Minora) ve vajinanın vestibule’u. Bu iki duyarlı bölge bir klitoral orgazma yol açabilir. ‘Normal’ birleşme sırasında sıkça olmasa da uyarılabilecekleri için, bu tarz bir uyarılmanın –yanlış olarak- vajinal orgazm olduğu düşünülür. Fakat, klitorisi uyarabilen ama yine de kendileri bir orgazma yol açmayan bölgeler ile klitorisi ayırt etmek önemlidir.
“Kişiyi sexual climax durumuna getiren şey (excitation) ne olursa olsun, his genital corpuscles tarafından alınır ve bunların bulunduğu yerde konumlanır: klitorisin başı ya da penis (Kelly, p.49).”
Psikolojik uyarılmayla gelen orgazm- Klitorisin yukarıda bahsedilen direkt ve dolaylı uyarılmalarının yanı sıra, bir orgazma yol açabilecek üçüncü bir yol daha vardır. Bu hayalgücünün beyni, beynin de genital corpusclesları uyarıp bir orgazm başlattıkları zihinsel (kortikal) uyarılmadır.
Vajinal Orgazm Yaşadıklarını Söyleyen Kadınlar
Kafa Karışıklığı/Dalalet- Kendi anatomileriyle ilgili bilgi eksikliklerinden dolayı bazı kadınlar “normal” bir birleşme sırasında vajinal orgazm yaşadıkları fikrine sahiptirler. Bu karışıklığa yol açan iki faktör vardır. Birincisi, orgazmın merkezini tespit etmeyi başaramama ve ikincisi, deneyimini erkeklerce tanımlanmış normlara uydurma çabası. Kadınların anatomi konusundaki bilgisizlikleri göz önünde bulundurulduğunda kafa karışıklığı yaşanması çok kolay oluyor.
Kandırmaca/Hile- Erkeklerine vajinal orgazm taklidi yapan kadınların büyük bir kısmı bunu ‘tercih edilmek için’ yapar. Danimarka’da çıkmış yeni ve çok satan bir kitap olan I Accuse (İtham Ediyorum) adlı kitapta, Mette Ejlersen özel olarak “seks komedisi” adını verdiği bu probleme konsantre olur. Bu komedinin pek çok sebebi var. İlk olarak, erkek kendini kadının şansı bir sevgili (lover at stake) olarak gördüğü için kadında ruhsal baskıya yol açar. Erkeğin egosunu kırmamak için, kadın kendisinden beklenen rolü oynar ve kendinden geçermiş gibi davranır. Bahsedilen Danimarkalı kadınları diğer bir kısmı da, frijit bırakılmış ve seksten haz almayan kadınlardı ve cinsel aktiviteyi hızlandırıp geçiştirmek için vajinal orgazm taklidi yapıyorlardı. Başkaları ise bir erkekle sevgili olabilmek için vajinal orgazm taklidi yaptıklarını itiraf ettiler. Özel olarak bir durumda ise kadın, vajinal orgazm taklidini erkeği firijit olduğunu itiraf etmiş karısından arılmaya ikna etmek için yapıyordu. Kadın kandırmacaya devam etmek durumunda kaldı, çünkü klitoral olarak uyarılmak istediğini erkeğe söyleyemedi.
Pek çok kadın basitçe eşit sevk alma haklarını istemeye/oluşturmaya korkuyorlardı çünkü zevk almak birincil olarak erkeğin faydalandığı bir şeydi ve kadının aldığı her zevk ekstra olarak görülüyordu.
Psikolojik yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünen erkeğin bu fikrini reddedecek kadar ego sahibi olan bazı kadınlar, frijit olduklarını itiraf etmeyi reddediler. Kendilerini suçlamayı kabul etmiyorlardı, fakat kendileriyle ilgili fizyolojik gerçeklikleri bilmedikleri için sorunu nasıl çözeceklerini bilmiyorlardı. Dolayısıyla, bu kadınlar tuhaf ve rahatsız edici bir belirsizlik halinde kalmışlardı.
Yine bu güldürü/ komedinin en öfkelendirici ve zarar verici sonucu, cinsel açıdan tamamen sağlıklı olan kadınların böyle olmadıklarını düşünmesiydi. Bu yüzden cinsel bunalım yaşamanın yanı sıra, hiçbir suçlama hak etmiyorken bu kadınlara kendilerini suçlamaları söylendi. Çözümü olmayan bir probleme çözüm aramak, bir kadını kendinden nefret etme ve kendine güvensizliğin bitmek bilmez patikasına yönlendirebilir. Çünkü terapisti kadına, erkek toplumunda ona izin verilen tek rol olan “kadınlık rolü”nde de bile başarısız olduğunu söyler. Yanlış delillerden yola çıkarak kadın, daha feminen olmaya çalışarak, daha feminen düşünmeye çalışarak ve erkeğe duyduğu söylenen kıskançlığı dizginlemeye çalışarak kendine bir kalkan edinir. Yani, daha fazla sürün bebek!
Neden Erkekler Bu Miti Korur?
1. Cinsel Penetrasyon Tercih Ediliyor- Kadın’ın vajinası penis için en iyi fiziksel uyarıcıdır. Gerekli sürtünme ve kaymayı sağlar. Katı bir teknik yaklaşımla, her ne kadar erkek farklı pozisyonlar da denemeye çalışsa, bu pozisyon en iyi fiziksel ortamı sağlar.
2. Görünmez Kadın- Erkek şovenizminin yapıtaşlarından biri kadınları bir bütün olarak ve ayrı bireyler olarak görmeyi reddetmektir. Onun yerine, erkekler kadınları sadece kendilerinin hayatında sağlayacakları faydaya göre tanımlamayı seçerler. Cinsel olarak, bir kadının cinselliği eşit biçimde paylaşmak isteyen bir birey olarak görülmesi ihtimali, toplumdan bağımsız istekleri olabilecek bir birey olarak değerlendirilme ihtimalinden de azdı. Dolayısıyla, kadın için neyin alışıldık olduğunu icat etmek kolaydı, çünkü toplum erkek ihtiyaçlarına göre işliyordu ve kadınlar erkek uzmanlara karşı ses çıkarmak için organize olmamışlardı.
3.Erkekliğin Mükemmellik Timsali Olarak Penis- Erkekler hayatlarını birincil olarak erkeklik üzerine tanımlar. Bu, ego şişkinliğinin evrensel formudur. Ne kadar homojen (örneğin ırksal, etnik ve büyük ekonomik farklılıklardan arınmış) olursa olsun, her zaman baskı kurulabilecek bir grup vardır: Kadınlar.
Erkek şovenizminin özünde erkeklerin kadınlara dayattığı psikolojik üstünlük yatar. Kişiliğin, bireyin kendi başarıları ve gelişimiyle olumlu bir şekilde tanımlanması yerine, üstünlük-ikincillik üzerine tanımlanması, elbette hem baskıyı uygulayanı hem de kurbanı zincirlere bağlamıştır, fakat yine de en acımasız muameleyi gören, bu ikiliden kurban olandır. Bu durum için bir analoji ırkçılıktır: Beyaz ırkçı değersizlik duygularını kompanse edebilmek için ondan biyolojik olarak alçak olan bir siyah erkek –çünkü bu erkekler arası bir mücadeledir- imajı yaratır. Beyaz eril güç yapısı içindeki konumundan dolayı, beyaz adam sosyal olarak böyle bir mitsel ayrımı dayatabilir. Erkeklerin erkek üstünlüğünü fiziksel farklılıkla rasyonelleştirmeye ve haklı çıkarmaya çalıştığı sınırlarda bir ölçüyle, erkeklik en kaslı, en kıllı, en kalın sesli ve en büyük penisin sahibi olmakla sembolize edilebilir. Öte yandan kadın zayıflarsa, çıtı pıtıysalar, bacaklarını traş ediyorlarsa ve sesleri yumuşaksa –örneğin feminen olarak adlandırılarak- onay alırlar.
Klitoris neredeyse penise eşdeğer olduğu için, çeşitli toplumlarda erkeklerin klitorisi yok sayma ve –Freud’un yaptığı gibi- vajinaya vurgu yapmasına pek çok örnek bulunabilir. Ya da, Orta Asya’nın bazı bölgelerinde olduğu gibi klitoridektomi uygulamalarına rastlanabilir. Freud bu kadim ve hala yürürlükte olan geleneği, kadını erkekliğin et kalıntılarından arındırarak daha çok dişileştiren bir yöntem olarak görüyordu. Büyük bir klitorisin çirkin ve maskülen sayıldığı not edilmelidir. Bazı kültürlerde klitorise kimyasal dökülerek “makul” boyuta kadar büzülmesinin sağlanması uygulaması mevcuttur. Benim için net olan ise, aslında erkeklerin klitorisi erkekliklerine bir tehdit olarak değerlendirerek ondan korktuğudur.
4. Cinselliğine İhtiyaç Duyulmayan Erkek- Erkekler, eğer klitoris vajinanın yerine kadınların zevk merkezi olarak ilan edilirse, cinsel anlamda kenara atılabilir hale geleceklerini düşünürler. Aslında sadece anatomiyi ele alırsak bu varsayımın büyük oranda geçerli olduğu söylenebilir. Penisin vajina içerisindeki konumu, çoğalma için idealken kadınlarda her zaman bir orgazm başlatmaz çünkü klitoris dışarıda ve daha yukarıda bulunur. Kadınlar “normal” pozisyonda dolaylı bir uyarıyla yetinem zorundadır.
Anatomik verilere dayanarak lezbiyen cinselliği, bir erkek organın gereksiziliğini gösteren müthiş bir örnek teşkil eder. Albert Ellis’in penisi olmayan bir erkeğin bir kadını müthiş bir sevgili yapacağına dair sözleri vardır.
Erkek bakış açısıyla vajinayı sırf fiziksel temelde çok arzulanan olarak ele alınca erkeklerin yaşadığı ikilem anlaşılır hale gelir. Ayrıca kadınların erkeklerle neden yattığını açıklayan pek çok “fiziksel” argümanı elimine etmeye zorlanırız. Kadınların neden erkekleri seçip kadınları hariç tuttuğunu açıklayan sebeplerden geriye kalanlar, benim görüşüme göre, psikolojik olan sebeplerdir.
5. Kadınların Kontrol Altına Alınması- Orta Asya’daki klitoridektomi uygulamasının sebepleriyle ilgili açıklamalardan bir tanesi, bu uygulamaların kadınların evden kaçmasını engellediği şeklindedir. Orgazm için varolan bir cinsel organ kesilip alındığına göre, kadının cinsel dürtüsünün kaybolacağı varsayılıyor olmalı. Özellikle çok geri toplumlarda erkeklerin kadınlara nasıl kendi malları gözüyle baktıklarını göz önünde bulundurarak erkeklerin neden kadınların cinsel özgürlüğüne karşı çıktıklarını daha çok tartışmalıyız. Latin Amerika’da olduğu gibi bu çifte standart, kadının erkeğin malı olarak kalmasını sağlar, fakat erkek dilediği her türlü ilişkiye girmek için özgürdür.
6. Lezbiyenlik ve Biseksüellik- Kadınların başka kadınları sevgili olarak tercih etmesini açıklayan kesin anatomk sebepler bir tarafa, erkeklerde bazı kadınların kadın arkadaşlığını tamamen sosyal temellerde arayacağına dair bir korku vardır. Klitoral orgazmın tanınması aslında heteroseksüel kurumsallaşmayı tehdit eder. Çünkü bu cinsel hazzın hem kadınlardan hem erkeklerden alınabileceği anlamına gelir ve sonuç olarak heteroseksüellik mutlakiyetini yitirip bir seçenek olmaya başlar. Bugünkü kadın-erkek rolleri sistemine hapsedilenlerin ötesindeki insani cinsel ilişkilerine dair bir sorgulamanın başlakngıcıdır bu.
Makalede Adı Geçen Kitaplar
- Sexual Behavior in the Human Female, Alfred C. Kinsey, Pocketbooks, 1953.
- Female Sexuality, Marie Bonaparte, Grove Press, 1953.
- Sex Without Guilt, Albert Ellis, Grove Press, 1958 and 1965.
- Sexual Feelings in Married Men and Women, G. Lombard Kelly, Pocketbooks, 1951 and 1965.
- I Accuse (Jeg Anklager), Mette Ejlersen, Chr. Erichsens Forlag (Danish), 1968.
- The Sexually Adequate Female, Frank S. Caprio, Fawcett Gold Medal Books, 1953 and 1966.
- Thinking About Women, Mary Ellman, Harcourt, Brace & World, 1968.
- Human Sexual Response, Masters and Johnson, Little, Brown, 1966.
Kaynak:http://www.uic.edu/orgs/cwluherstory/CWLUArchive/vaginalmyth.html