Mary Anning (21.05.1799 – 09.03.1847)
Gülden Treske
İngiltere’de, 1800’lü yılların başları; yanında köpeği, elinde bir çekiçle resmedilmiş bir kadın. Darwin’e ilham veren, dünyanın doğal tarih seyrini etkileyen, Lyme Regis’te fakir mahallelerden bir marangozun, hiç formal eğitim görmemiş, değişik ve garip kızı. Uçurum yamaçlarında, elinde çekici ile fosil arayan, bulduğu fosillerle döneminin paleontologlarına, paleontoloji bilimine yol gösteren Mary Anning.
Anning ailesi, mensuplarının üniversiteye ya da orduya kabul edilmediği, ayrımcılığa uğramış bir mezhebe mensuptular. Evleri, bir köprünün üzerindeydi, fırtınalarda su basardı. O dönemin fakir yaşam şartlarında, ailenin on çocuğundan, bir tek Mary ve ağabeyi hayatta kalabilmişti. Mary de bebekken, yıldırım çarpmasından, doktorların deyimi ile “mucizevi” bir şekilde kurtulmuştu. Bir ağacın altında dikilen üç kadın, 15 aylık Mary de kucaklarında; ağaca düşen yıldırım üç kadını öldürmüş ama Mary hayatta kalmıştı. Çevresine göre, o güne kadar hastalıklı bir bebek olan Mary, daha sağlıklı bir bebek olmuştu. Olaydan yıllar sonra da Mary’nin araştırıcı merakı, bu gün ona bilim dünyasında değiştirilemez bir yer sağlayan pırıltılı özellikleri, bazıları tarafından bu tekinsiz “çarpılmaya” da bağlanmıştı.
Çocukluğu Lyme Regis’in fosil yatakları ile zengin kayalık ve yamaçlarında geçen Mary; Lyme Regis’te bir çoğunun yaptığı gibi, daha çocukluktan, deniz kıyısından topladıklarını, fosil parçalarını evlerinin önüne kurdukları bir masada turistlere satardı. Yoksullar için İngiltere’nin zor zamanlarıydı. Babaları, Mary on bir yaşındayken, veremden ve uçurumdan düşüp yaralanarak öldü. Arkasında bir sürü borç bıraktı.
Mary en önemli fosil bulgusunu, on iki yaşında iken erkek kardeşi ile birlikte yaptı. Önce bütün halde Ichthyosaurs kafa iskeletini, daha sonra da tüm iskeleti buldular. İki metre uzunluğundaki ve 205 milyon yıllık bu fosili, topraktan çıkarmak için bir yıl harcadılar. Buluşları için belediye para ödedi. Ama hayatları hep maddi sıkıntı içinde geçecekti. Bir dönem, kirayı ödemek için eşyalarını satma durumunda iken, bir koleksiyoncunun Anning’lerden aldıklarını açık arttırmada satması ve parayı Anning’lere vermesi ile hem biraz rahatladılar, hem jeoloji çevrelerinde ünleri biraz daha arttı.
18. ve 19. yüzyılda bir çeşit hobi ve koleksiyon merakı olarak başlayan “fosil toplama”, fosillerin jeoloji ve biyolojiye katkılarının önemi görüldükçe, bir bilim olma yolunda ilerlemekteydi. Lyme Regis çevresi, uçurumlar boyunca kaya katmanları arasındaki fosil yatakları ile ünlüydü. Bu uçurumlarda fosil toplamak tehlikeliydi. Özellikle kışın, fırtına ve yağmurda toprak kaymaları olur, yeni fosiller açığa çıkardı ve bu fosiller, denize akıp kaybolmadan topraktan çıkarılmaları gerekirdi. Bu yüzden fosil arama, en çok kışın çetin şartları altında, kaygan uçurum yamaçlarında yapılmak zorundaydı. 1833 yılında bir toprak kaymasında Mary kurtuldu ama yanından hiç ayırmadığı köpeği Tray öldü. Bir arkadaşına yazdığı mektupta, köpeğinin gözleri önünde kayan toprak altında kalarak ölüşünü ve saniye farkla kendi kurtuluşunu, köpeğinin ölümünden duyduğu üzüntüyü anlatmıştı.
Mary, hiç eğitim almadığı halde fosiller konusunda kendini eğitmişti. Bulduğu her şeyi okuyor, başkalarından ödünç aldıklarını elle kopyalıyordu. Bulduğu fosillerin mükemmel teknik çizimlerini, tür ve sınıflamasını yapıyordu. Londra’dan Lady Harriet, anılarında, “…bu fakir ve cahil kadının” fosiller konusunda ülkenin en önde gelen bilim adamları ile tartışabilecek bilgi düzeyinde olduğunu, bu konuda herkesten daha fazla şey bildiğini yazıyordu. İngiltere ve Avrupa’dan bir çok bilim adamı Mary’nin mihmandarlığında fosil toplamaya ya da evinin önünde yaptığı fosil dükkanını ziyaret için Lyme’e gelir olmuştu. 1844 yılında Saksonya Kralı II. Augustus Mary’nin yerini ziyaret etmiş ve kendi koleksiyonu için “ichtyosaur iskeleti” almıştı. Kralın doktoru ve yardımcısı günlüğüne; Mary’nin fosillerinin ne kadar çeşitli ve zengin, iskelet için istediği fiyatın da ne kadar mütevazi olduğunu yazmıştı.
Geological Society of London, yeni olmasına rağmen etkin bir bilim kurumuydu, ancak kadınların üyeliğine, ziyaretçi olarak bile toplantıları izlemelerine kapalıydı. Bir çok fosil koleksiyoncusu, Mary’den aldıkları fosilleri ve ondan öğrendikleri tür, cins, sınıflama bilgilerini bilimsel makale ve buluş olarak yayınlıyorlardı. Bu makalelerde Mary’nin adının hiç referans verilmemesi Mary’i çok üzüyordu. Bir yandan da ömür boyu yazıştığı, fikir alışverişinde bulunduğu bilim insanları ve onların eşlerinden küçük bir çevresi olmuştu. Ekonomik sıkıntıları sırasında bu insanlardan yardım gördü. Bilime yaptığı katkılarından dolayı bir bilim kuruluşundan küçük bir aylık bağlandı. Dorset Müzesi onu onursal üye yaptı.
Göğüs kanseri nedeni ile son yıllarında zaten artık fosil aramaya çıkamaz olmuş, ağrıları için aldığı ilaçlar yüzünden içki problemi olduğu dedikoduları çıkmıştı.
Mary hiç evlenmedi, çocuğu olmadı. 47 yaşında göğüs kanserinden öldü.
Öldüğünde Geological Society Başkanı bir konuşma yaparak, Mary’nin ekmeğini kazanmak için verdiği mücadeleden ve bilime yaptığı büyük buluşlardan bahsetti. Charles Dickens bir edebiyat dergisinde “… marangozun kızı kendine bir isim yaptı ve bunu hakkı ile kazandı…” dediği Mary’nin, yaşadığı zor hayatı ve çevresinin ona karşı önyargılarını yazdı.
Mary’nin, toprağın altında milyonlarca yıl beklemiş bu kemiklere karşı özel bir ilgisi, bilim adamlarını şaşırtan fosil bilgisi ve buluntuları zedelemeden çıkartma becerisi vardı. Bulduğu fosillerle haklı bir şöhret kazanmıştı. Ancak, kadın oluşu ve “düşük” sosyal statüsü nedeni ile; en iyilerinden biri olduğu alanda, bilim dünyasına tam olarak girmesi mümkün olamadı. Onun bulduğu fosillerle ün kazanmış bir çok bilim adamının isimleri, değişik zamanlara ait yeni bulunan cinslere verildi, bilimsel makaleleri kayıtlara geçti. Mary hayattayken, bilgilerini cömertçe paylaştığı bilim adamlarının sadece birisinden bu vefayı görebildi, adı bir deniz hayvanı türüne verildi.
Mary, 1800’lerin başında ki zorlu hayatında göremedi ama bu gün bir “paleontolog” olarak karşımıza çıkmayı başardı. Fosilleri çıkarmada kullandığı tek aleti olan çekici, bu gün doğduğu yerde kurulu Müze’de notları ile birlikte kendisi için ayrılmış alanda sergileniyor. Müzenin faaliyetleri arasında “Mary Anning Walks/ Mary Anning’le Yürüyüş” adı altında bir yürüyüş turu var. Kenti, Mary’nin ayak izlerinden gezdiriyor, nerede yaşadı, bulduklarını nerede sattı, fosilleri nerelerde aradı, onun gözleri ile gösteriyor. Her sonbahar, Mary ve bilime katkıları için bir anma düzenleniyor.
İngiltere Royal Society’nin uzmanlara hazırlattığı, bilim tarihini etkileyen on kadın listesinde Mary’de var. Çok çalıştı, hep sıkıntı çekti, ama bilime ve yaptığı işe tutkuyla bağlı olanlara ilham verecek bir ömür yaşadı.
KAYNAKÇA:
Fossil hunter Mary Anning celebrated in Lyme Regis. (2011, 22 Eylül). BBC News.
http://www.bbc.com/news/uk-england-dorset-14987193 (05.05.2014)
Mary Anning. Lyme Regis Museum, Science,Arts, Landscape.
http://www.lymeregismuseum.co.uk/in-the-museum/mary-anning (05.05.2014)
Mary Anning- Natural History Pioneers. Natural History Museum
http://www.nhm.ac.uk/nature-online/science-of-natural-history/biographies/mar-anning/ (11.05.2014)
Mary Anning, Finder of Fossils.
http://www.sdsc.edu/ScienceWomen/anning.html (11.05.2014)